Yemani sırrı bir testtir

İmam Ahmed el Hasan (as) Şeyh Sadık Muhammedi’ye şöyle dedi: “Şüphesiz, sizin Yamani hakkında bir açıklamanız var ve şimdi ben sizin için deliller ekleyeceğim.

İlki: Yamani itaati zorunlu bir kimsedir, bu itaatin ne olduğu ve onların (as) bize onu nasıl anlattığı hususunda sorun yok, öyleyse itaati zorunlu bir kimse bir açıklama olmaksızın ihmal edilebilir mi, bir isim olmaksızın, bir sıfat olmaksızın, bir zuhur yeri olmaksızın… ve olmaksızın ve olmaksızın… Ona itaat etmek zorunludur ve ondan yüz çevirmek ebedi cehenneme götürecektir, bu zorunluluk onun konumu için bir açıklama olmaksızın ihmal edilebilir mi?

Ve bu ilke için de, insanlar yüz çevirmekten kaçınmak ve ebedi olarak cehennemde kalmamak için iddia esnasında Yamani’yi nasıl belirleyecekler?

Hiç yolu yok, geçerli tek yol kesin olarak vasfedilmiş diğer bir kişilik ile birlikteki Yamani’ye katılmaktır -ve onların (as) onu böyle yapmasının nedeni- bu sorunun çözümünün gerçek Yamani için bir kanıt olacak olması içindir, tüm çözüm sırra götüren gizli bir kelime veya şifre gibidir.

Rivayetler mevcut ve onlar herkese de mevcut, aynen harflerin ve sayıların herkes için nasıl sağlandığı gibi ancak onun gizli kelimesini örneğin bir bankadaki kasa gibi, gerçek sahibinden başka kim bilecektir?

Banka kasayı açmak ve içindekini almak için gizli kelimeyi girmesini ondan istemişse, kişinin kasanın sahibi mi yoksa bir yalancı mı olduğu fark edilir. Gizli kelimenin harf ve sayılardan oluştuğunu ve onun herkese sağlandığını ve herkes tarafından kullanılabileceği dahil edersek ancak (kasayı açmak) düzeni kasayı açmaya uygun olacak bu harfler ve sayıları düzenleyebilen kişi olan kasanın sahibinden başkası için imkansızdır ve bu metinlere göre şarttır.

Ki sırrı açacak açık resimde onları düzenleyecek kimse gerçek sahip olur, başkası değil, gerçek sahibinden başka hiç kimse onu açmayacaktır.

Şüphe eden kimseye gelince, onun şüphelerinin ona yararı olmayacaktır çünkü onun kasanın açılıp açılmadığını görmesi gerekir. O bir sırrı açıkladı mı? Kasa açılmışsa, sorun bitmiştir ve onu açan kişi gerçek sahiptir, o halde onu gerçek sahibinden başka kim açabilir?

Birçoğu da, delillerin vurucu ve güçlü olduğunu görünce, Ensarlara diyecekler ki o akıllı biridir ve hakkı için metni kullanmıştır. Kısacası kasanın açıldığını ve sırrın kendi kendine açıkladığını gördüklerinde, yine de onu açıklayan kişiye itiraf etmeyi istemezler- ki o gerçek sahibtir ve onu açmış ve mesele bitmiştir.

Muhammed ve Al-i Muhammed (as) niçin açıklıkla Yamani’nin ismi falan ve filandır demediler ki mesele bitsin, bu daha iyi değil mi?

Fakat onlar (as) bunu yapsalardı, delilin doğruluğu size açıkladığım rivayetlerle birlikte yok olurdu. O halde, bu şekilde meselenin şekli, gerçek sahibi basitçe metinleri bir delil olarak kullanarak sır için bir çözüm sunan resimle birlikte bir delil sahibi yapacaktır, veya size dediğim gibi, O rivayette zikredildiği gibi gizli bir kelime veya bir şifreyle gelecektir.

Maliki Ceheni rivayet eder, Ebu Cafer’e (as) dedim ki: “Biz halkın hiçbirinde bulunmayan sıfatlarla gerçek sahibi vasfettik.” O (as) da buyurdu: “Vallahi, hiç böyle olmayacaktır tâ ki O sizle onunla tartışır ve sizi kendine çağırır.” Gaybet-i Numani s.377

Onun delili insanlara nasıl gerçek olabilir? Çünkü o sırrı çözecek ve rivayetlerden gerçeği açıklayacaktır ve çünkü madem ki Allah vasiyeti onun için halkın kitaplarında saklamıştır, O da vasiyeti bir delil olarak kullanacaktır. Kaç tane Şia diğerlerine delil olarak kullanmak için bir vasiyete ihtiyaç duymuştur? Onlar muhaliflerine karşı niçin tüm bu yıllar boyunca vasiyeti delil olarak kullanmadılar? O sadece tek midir ki? O onlarla beraberdir ve onlar onu naklederler fakat onlar bu vasiyetin ölüm zamanında olduğuna dikkat etmediler ve üstelik onlar alimdiler ve meseleyi çok iyi anlamıştılar. Bu Allah’ın vasiyeti değil midir ki onu nakledenlerden bile onu uzak tuttu? Madem bu anlayıştan ayrı olarak hak din güçlenebilir, niçin onları ondan ve onu anlamaktan uzak tuttu? Onları vasiyetten uzak tuttu çünkü gerçek sahibinden başkası onu iddia etmeyecektir.”

Muhkemat kitabı s.61-62, Şeyh Sadık Muhammedi ile tartışma


Yorum bırakın